Eeee mevzu sonbahar olunca kuruyan-dökülen yaprak, dal vb. ne varsa fikr-i mühim bir hal aldı gitti. İş böyle olunca benimde kurumuş bir kabakla mücadele etmem şart oldu….Evvel zaman içinde Adapazarı semalarında gezer iken dağ köylerinin birinde rastlaştığım 158 cm boyunda eşi benzeri zor bulunur (sanırım genetik bir problemi var, çözemedim daha : ) ) bir su kabağını bu yarışma aracılığı ile şöhret etmeye karar verdim : )
Sakin sakin öylece bir yerlerde keşfedilmeyi bekliyordu… Bende onu insan içine çıkabilir bir hale getirmek için havya ile yakmak suretiyle bitkisel motiflerle bezedim. İki ucunu keten ipiyle sardıktan sonra yine kurumuş ağaç dallarını kısa kısa keserek kabağın üzerine havya ile açtığım deliklere sapladım. Böylece daha dekoratif bir görüntü kazandı. Salonumun bir köşesine tavandan aşağıya doğru astım. İki gündür evime gelen birkaç misafirim bu çalışmamı görünce kısa süreli dil tutulması yaşadılar nedense… : )
Zamanın sınırlı olması nedeniyle yapım aşamalarını kısaca anlatmak zorunda kaldım. Yarışma süresinin tamamlanmasının ardından detaylı açıklamalara ve fotoğraflara blogumda yer vereceğim… Arzu edenler ilerleyen zamanlarda blogumdan çalışmaları inceleyebilirler.
Bu kabaktan ben de yetiştiriyorum. Uzun kabak diye geçiyor adı. Sakarya’lı bir arkadaştan almıştım tohumunu.
Süslemeniz çok güzel olmuş. Benim kabak da kuruyunca böyle değerlendiririm artık.
Desenize yakın zamanda meşhur bir sürü süslü kabak olucak. Fikir Methodstan, Malzeme sakagünden.Yine çok güzel çalışmışsınız
Ne güzel düşünmüşsünüz, güle güle kullanın.
Ellerinize sağlık çok güzel olmuş.Sakagün nasıl güzel bir kabak öyle artık bahçene gelmek şart oldu.bahçenden beni nasıl çıkarırsın bilmem:))
Gayetde hoş olmuş, insanın kabak olduğuna inanması zor…
bu ne hoş bir fikir.ellerinize sağlık.kabak da çok orjinalmiş hani
Bu arada bu kabağın özelliği ucundan kesip yediğinizde büyümeye devam ediyor. Ben bu sene tohumluk bıraktığım için tadına bakamadım. Seneye bir sürü ekmeyi düşünüyorum kısmetse.
sakagun, bu muhteşem paylaşım için çok teşekkürler… Bende çok merak ediyordum bu kabağın nasıl yetiştiğini. Bu açıklama çok iyi oldu.Çok teşekkürler…:)
Daliya, kabak kardeşliği yolunda emin adımlarla ilerliyoruz sanırım :)) Kendimi bilmem ama sakagün kabak satışlarından baya bir kazanç sağlayacak anlaşılan :)))Yorumunuz için çok teşekkürler…:)
Yamali bohca, çok teşekkürler…:)
ilayef, çok teşekkürler…:)
birdost71, çok teşekkür ederim…:)Bende nasıl yetiştirildiğini hiç bilmiyordum. Sakagun sayesinde aydınlandım… Gerçektende çok orijinal duruyor. Sakagun, seneye bu konuda bir satış planlaması yapsa iyi olacak… Hatta benim şimdiden bir kaç tane siparişim hazır.:)
Yetiştirebileceğin bahçen varsa tohumunu gönderebilirim.
Benim kabaklarım bu sene olmadıııı, su kabaklarımda, uzun kabaklarımda :(( Ama güzel fikirler buldum sayenizde, seneye uygularım inşallah…
sakagun, İstanbulda ne yazıkki böyle bir sansım yok… Keşke olsaydı. Çok teşekkür ederim bu düşünceli tavrınız için… Artıkk siz bizim yerimize yetiştirip burda fotoğraflarını paylaşırsınız. :))
Desenleri çok yakışmış. Çok ilginç bir çalışma olmuş. Sakacım seneye çok yetiştirirsen ben de isterim.
sesiber, çok teşekkürler…:)
Olur. Seneye yetiştirdiğimde sizlere gönderirim. Sesim sana elden veririm. Yakınız nasıl olsa.
Sevgili arkadaşlar, ben İzmir de bu kabaklardan uzun süredir yetiştiriyorum. Tohumlarını Amerika dan getirttim. Bir kabak çılgını olarak farklı cinslerde 200 civarında kurumuş işlenmek üzere kabağım var. İsmi literatürde aslında “Snake gourd” olarak geçiyor yani “yılan kabak” bende kuru olarak ta mevcut. İsteyene, tohum dahil kabağın kendisi için de yardım edebilirim.
scarfshawl, bu paylaşım için çok teşekkürler… Sayenizde yeni bir şey daha öğrenmiş olduk; “Snake Gourd”… Bu kabak belki iki yıldır bende öylece duruyordu. Ben bu formunun genetik bir sorun olduğu kanaatindeydim. Meğersem neymiş :)) Bu kabaklardan sahip olmak isteyecek çok arkadaşın olduğuna eminim…
Daha önceki rüzgar çanı çalışmanız gibi buda muhteşem.Üzerindeki yakma işlemeler farklı bir hava vermiş çalışmalarınıza.
gonuldenele, yorumunuz için çok teşekkürler… Bu yakma işini sevdim ben…
aaa çok güzel olmuş…bunun gibi bir tanede bende var…ama bendeki çok tipsiz…çok yamuk yumuk…şahane çalışmışsınız..elinize emeğinize sağlık can…
Figen abla, her çalışmam için üşenmeyip ayrı ayrı yorum yapıyor olmanız beni çok mutlu etti… Yorumlarınız için çok teşekkür ederim.:)
buda çok güzel bir çalışma olmuş aslında adapazarının kabakları meşhurdur ama bu kabak o meşhur kabaklardan değildi sayenizde o da oldubir adapazarlı olarak kabakların bu şekilde değerlendirilmesi hatta okuduğum yorumlarda ne kadarda sevildiğini görünce çokda mutlu oldum doğrusu
Kabakçılar siz Gourd Master ünvanlı Sam-X amcayı tanıyor musunuz?
valla ben tanımıyorum ama şahanymişbir kabak böylemi sanata dönüştürülür
Methods ilk resmi gördüğümde Osmanlı tarzı bir ferman kutusuna benzettim.Sonra uzunluğu öğrenince …..Bir asa gibi bile düşünülebilir.Sesicim ne kadar güzel bu Samx amca kabak arayanlar arasına bende katılacağım galiba
sanat eseri olmuş bence, harikaellerine fikrine sağlık
banuca, umarım kabaklarınız seneye burada boy gösterir… Güneşi çok sevdiğini duymuştum bu bitkinin. Belki bu sene verim alamamanızın sebebi budur.
sevimli hayat, yorumunuz için çok teşekkürler…:)
sesiber, Sam-X amcayı bende hiç duymamıştım… :)paylaşımın için teşekkürler… Bizim kabak neymiş meğer. Çok etkileyici…
nazesen, yorumunuz için çok teşekkürler…Kabak giderek şöhret yapmaya başladı. :))
Sersoy, çok teşekkür ederim…:)