Söz verdiğim gibi yeni uğraşmaya başladığım bir sanat dalından bahsedip biraz bilgi vermeye çalışacağım: Emay, ya da daha bilinen adı ile mine.
Emay, basit tanımıyla metal üzerine uygulanmış camdır; yani metalin camla sırlanmasıdır. Hammaddesi kumdur ve metaloksitlerle renklendirilir. Toz halindeki boyaların yüksek ısıdaki fırınlarda pişirilerek, eriyip metale yapışması sağlanır. Boyaların sertlik dereceleri farklıdır, dolayısıyla fırında erime süreleri değişir. Yine de en fazla birkaç dakikadan bahsediyoruz, yani fırının başından ayrılmaya gelmez, emeğiniz heba olabilir.
Emay boyaları opal, opak ve saydam (transparan) olarak tiplere ayrılır. Opak boyalar zemini ışığı yansıtmaz. Opal boyalar daha çok takılarda kullanılır, yarı saydamdır. Saydam boyalar ise zeminin ışıltısını yansıtır.
Emay taşıyıcısı olarak kullanılan en yaygın metal bakırdır. Çelik, altın ve gümüş de kullanılabilir. Ama başlangıç için bakır en iyisidir.Emay teknikleri çok çeşitlidir: eleme tekniği, ıslak çalışma, çekme, gümüş veya altın folye ile çalışma, sgrafitto, şablonla çalışma, telle çalışma (cloisonné), plique a jour…
Emay çalışırken çok özenli, dikkatli ve sabırlı olmak gerekir. Örneğin elenmiş boyanın üzerine cımbızla tel yerleştirirken kaydırırsanız zemini bozarsınız. Veya boyaları birbirine karıştırırsanız noktacıklar oluşur; zira emay boyaları tanecikleri halinde kalır, karışıp yeni renk oluşturmazlar. Bakırı çok iyi temizlemek ve elle ortasından tutmamak gerekir, yoksa boya bozulabilir. Ancak zamanla çok yaratıcı ve güzel parçalar ortaya çıkarmaya elverişli, çok zarif bir sanat emay. Ben de hep çalışmaya ve bu konuda ustalaşmaya niyetliyim.