Bunu yapalı uzun süre oldu, şimdi aklıma geldi paylaşmak. Yeni eve taşınmadan önce bomboş evin salonunda duran atık bir dolap vardı. Atık diyorum çünkü atsan alan olmaz. Ne taşınır ne parçalanır, tam bir dert. Taşınmadan önce dolabı attırırız dedi annem ama ne mümkün. Ben de karar verdim kullanmaya. Ama bu haliyle değil tabi.
Ben bunu boyarım dedim, beceremezsin dediler. Araştırdım okudum sonunda bir adet su zımparası ve polisan matrix adlı boyayı alarak koyuldum işe. 15 dk’lık bir zımparalama işlemiyle dolabı boyaya hazır hale getirdim. Ev zaten boyanıyor ben de salonun ortasına çektirdim dolabı söktüm çekmeceleri, kapakları ve başladım yarım saatte bir boyamaya. Her kat bir diğerinden daha güzel oldu ve işte sonuç.
Tamamen kuruduktan, çekmeceleri ve kulpları takıldıktan sonra evdeki boyacı ve mobilyacılar konsolu oturma odama taşıdılar. Ve ta ta ta tammmmm
Bu tecrübeden çıkaracağımız sonuç ise sınırlarımızı sadece kendimizin belirleyeceğinden başka bir şey değil. Allanım bize öyle bir güç vermiş ki yapamayacağımız hiçbir şey yok. Bununla da yetinmemiş bir de iste kulum demiş
Her birimiz, en ufak tefeğimiz bile kendi içinde o kadar büyük ki… Aynaya bakmakla yetinmeyin lütfen aynanın arkasına da bakın. Sevgi dolu günler diliyorum.