DEKORATİF SOĞAN-PATATES SEPETLERİ

-

N

İzmir’in Melemen İlçesi’ni duymuşsunuzdur. İlçe’nin girişinde renk renk sepetlerin toprak saksıların satıldığı dükkanlar oldukça popülerdir. İnsanı farklı alemlere götürüverir renkli sepetler; kırmızısı, fuşyası, sarısı, yeşiliyle bir renk cümbüsü yaşattırır sizlere…Ben de kapıldım cazibelerine, birgün alıverdim yeşil ve kırmızı renklerde kimlerinin soğan -patates, kimilerinin de yumurta koyduğu sepetleri…Ben sepetlere kendime göre bir yorum kattım, onları evdeki yapma çiçeklerle silikon yardımı ile yapıştırıp süsledim. Ortaya insanın hayatına neşe katan evde çeşitli amaçlarla kullanabileceğiniz oldukça dekoratif bir ürün çıkıverdi.Ben sepetleri mutfakta soğan – patates koymanın dışında banyoda sabun, çoçuk odasında çorap ve oturma odasında da örgülerimi koyarak farklı amaçlarda kullanıyorum. Umarım sizlerde değişik kullanım amaçları bulup, beni bilgilendirirsiniz.Son yaptığım sepetlerin adını ”gelin ve damat”koydum. Mutfakta soğan -patates koymayı planladığım sepetlerden yeşil olanı oldukça süslü bir damat, gelin yanında sade kalıyor değil mi? O da günümüz metroseksüel erkek modasına uyuvermiş farkında olmadan!

7 yorum gelmiş

  1. Avatar photo

    canım İzmir’im nasılda burnumda tüttü şimdi.Sepetçilerin yanısıra güveçler, sırlı sırsız seramikler de satarlar, yol üstünde, görmüşsünüzdür.Sepetlerin boyalısı vardır, boyasızı, renk cümbüşü, cıvıl cıvıl.Eğer ilginiz varsa Menemen’de demiryolunu geçtikten sonra bir kaç seramik atölyesi var, neredeyse bedava, çok ucuz satış yapıyorlar.Bu arada hoşgeldiniz…

Bir yanıt yazın

Avatar photo

1974 İzmir doğumluyum. 9 Eylül Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümü mezunuyum. 1996 yılında finans alanında iş hayatıma başladım. 2001 ekonomik krizine kadar kendimi işimle ilgili çeşitli seminerlerle geliştirirken ruhumu ise sanat gösterilerini izleyerek ve dinleyerek güzelleştirmeye çalıştım. Doğaya olan tutkum, yeşile ve maviye olan inanılmaz sevgim sebebiyle İzmir Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübüne üye oldum. Dağlarda özgürdüm, denizde ise bir deniz kızı kadar güzel hissediyordum kendimi. Güzel olanı resmetmeliydim, hafızamdan silinmemeliydi tüm hoşluklar... Bunun içindir ki İzmir Fotoğrafçılık Derneği'nin açtığı seminerlere katıldım. Artık bakmak ve görmek arasındaki ayrıma varabilmenin ilk adımlarını atmaya başlamıştım. 2001 ekonomik krizi ile birlikte birçok insan gibi benim de iş hayatımda karmaşık bir süreç başladı. 2003 Mayıs ayında İzmir'in şirin bir ilçesi olan Seferihisar'da ailemin yanında yaşamaya başladım. Hayatımdaki büyük değişim süreci başlamıştı! Kendi işimi kurmalıydım. Babamın züccaciye işine paralel yapabileceğim hediyelik eşya mağazamı 2006 yılında açtım. Küçük bir ilçede sanattan ve kültürel ortamdan uzak kalmak bana göre değildi. Halk eğitim merkezinin ahşap boyama, cam boyama ve seramik boyama kurslarına katıldım. Mağazamda ağırlıklı olarak kendi yaptığım ürünleri sergiliyor ve sipariş üzerine müşterilerime hayal ettikleri ürünleri; kişiliklerine, sevdikleri renklere ve sahip oldukları eşyaların dokusuna uygun olarak tasarlayıp üretmeye çalışıyorum. Ne demişler: "Gecenin Karanlığından Sonra Hep Güneş Doğar..." Artık kendi sınırlarımı aşmam gerekiyordu. Küçük bir ilçede yaşamak engel değildi hayallerimi gerçek kılmama. Sitemde yaptığım ürünlerden örnekler bulacaksınız. Çok sevdiğim dostlarımın yaptıkları çeşitli ürünler de yer alacak zaman zaman. Bu ürünler sadece örnek olsun sizlere. Sizin isteklerinize, sevdiğiniz renklere, objelere ve yapınıza uygun ürünler, benim hayal dünyamla bir araya gelince inanılmaz güzellikler çıkacak ortaya... Yaptığım ürünler sayesinde yüzünüzde güzel bir tebessüm görmek veya güzel bir söz duymak en büyük kazancım benim. Çalışırken mutlu olmak ve severek yaptığınız işten hayatınızı kazanmak herkesin yakalayamayacağı büyük bir servet. Umarım sizler de benim kadar şanslı olursunuz...