Ekim ayının en çok yapım aşamalı yazısı yayınlanan ismi, digdem12 oldu. Kutluyoruz. Özel bir durum nedeniyle birkaç gün evden çalışmak zorunda olduğum için hediye fotoğraflarını derleyemedim, özür diliyorum. Yine güzel armağanlar hazırlamaya çalıştık, sevgili digdem12‘den bize ev adresini e-mail atmasını rica ediyoruz.
Yapım aşamalı yazılarınızı eksik etmeyin. Okuyanların faydalanması için de çok anlamlı oluyor. Videolar da bu anlamda çok yararlı olacak ve onlara da çok az kaldı. Bahsini ettiğim durum nedeniyle her şey biraz geri kaldı hiç istemeden ama telafi edeceğiz…
Sevgiler, mutlu hafta sonları…
tebrikler digdem12..
digdem12 kutlarım..Senin yaşında bu kadar marifetli olmak takdire değer.Bunun için de ayrıca kutluyorum.
Bence de cok uygun bır secım olmus .Tebrıkler
tebrikler digdem13:)
13 yaşındayım ve ilk defa böyle bir yarışmayı kazanıyorum.Çok mutlu oldum,çok teşekkür ederim bütün güzel yorumlarınız için.Kusura bakmayın dersler yüzünden pek bilgisayarda vakit geçiremiyorum o yüzden yeni gördüm .Adresimi hemen gönderiyorum.
Evet, ben de göz attım Diğdem’in yaptıklarına… yaş burada önemli değil, insan ister 13 yaşında ister 23 ister 73 yaşında olsun, yaratıcılık, emek vermek her yaşa yakışır. Bu dünyada ilerleyen kişiler, kolları sıvayıp istedikleri ortamı arayan, bulamayınca da yaratan kişilerdir, mesela senin gibi Diğdem, yada burada birçok diğer el emekçiler… örneğin, bakın amigurimiaşkına, ne güzel şeyler üretiyor!! Ya da eskiyen mutfağınızı sadece folyo kullanarak yenileyen hanımlar – zorluklar yaratıcılığı ortaya çıkarır; rahat ve tembellik ise bu özelliği kaybettirir, buna kesinlikle inanıyorum. Ben 3.5 yaşından beri ellerimdem oyun hamuru, bana hamur alınamayınca ise çamuru bırakmayan çocuktum mesela, hep heykel yapar dururdum, kalemlerim olmayınca kömür bulup duvarlarda, çatılarda çizerdim… Tebrik kartları suluboyayla boyayıp okulda satar, aileme katkıda bulunurdum. Yaşayıp aynı zamanda üretmek gibisi var mı? Üreten bir toplum yücelen bir toplumdur bi kere. Nice ev hanımın hayatı sadece çocuk yetiştirmeye odaklı. Ya boş geçirilen günlere ne demeli? Bir üretimi olmayan, dedikodu dolu, boşboş hayattan daha zararlı ne var ki? Ben keçe işi hiç bilmeden Kasım 2011’de başladım birşeyler yapmaya. Karşı çıkan oldu, internet üzerinde saldıran başka el emekçiler de oldu, fesat mesajlar atanlar ”yapamazsın” dedikleri de oldu. Ama Vincent Van Gogh’un sizlerini asla unutmadım, dedi ki: “İçinden bir ses, ‘Çizemezsin’ diyorsa, içinizdeki o sesin susturulması gerekiyo demektir.” Ben de kulaklarımı kapadım, çizdim çabaladım, sonunda yaptıklarımı insanlara sevdirdim. İşte bu yüzden durmak yok sevgili Diğdem, hayata karşı meraklı olmak, her yaşta, ister genç ol ister yaşlı ol, her yönden, bence muhteşem yaratıcı insanların en büyük sırrıdır Tebrikler
Teşekkür ederim,çok güzel bir yazı yazmışsınız,bencede merak etmek çok önemli
Sevgili aylar, ne güzel, içtenlikle ifade etmişsiniz aklınızdakini. Üretmeden, sırf tüketerek; düşünmeden, boş zaman geçirerek yaşamak olmaz. Kesinlikle katılıyorum. Buradaki herkesin de içinden bu geliyor, biliyorum. Ne mutlu bizlere…
Evet Aylin Hanım, ne mutlu bize. Yoksa Diğdem 13 yaşında, başka biri 33 yaşında olsa, öalışan eller bir balşka oluyor. Bu çiftçi olsun, el emeği yapan emektar bi amca olsun, gözleme yaparak satıp ekmeğini kazan yaşlı teyzeler olsun. Sonuçta herkesin diş fırçası vardır ama dişlerini fırçalamaz bazıları. Eller de, emek vermek de böyle işte; hepimizde var ama kimi kullanmamakta ısrarlı. Oysa kimi hanımların bol bol zamanları var, ama hayat boyunca üretici değil, yiyici olmaya seçerler… özürlü insanlar elleriyle bile birşeyler üretmeye çalışırken, kimi sağasağlam insanların boş durmaları ne acı… işte buna kesinlikle karşıyım.Onun için Diğdem, ufak bir örgü uzaylı mı örmüşün, çanta mı dikmişin, üstelik okula da gidiyormuşsun, ödevlerin varmış, bil ki Türk milletinin geleceği, bugünkü çocuklarının doğru görüşü ve yorulmak bilmeyen çalışma azmi ile büyük ve parlak olacaktır. Bunu ben değil, M. K. Atatürk demiş. Elbette kıskananlar çıkacaktır. Ama onlar da unutmasın: dünya herkese yetecek büyüklükte. Onun için, başkasının yerini kapmaktansa, çalışarak gerçek yerinizi bulun
Bencede haklısınız.çünkü ancak kendimizi geliştirerek,zamanımızı iyiye kullanarak kendi çapımızda bile olsa birşeyler üreterek bu ülkeyi geliştirebiliriz.bence kıskançlık yapan insanlar kıskanmasın,iyi işleri örnek alarak daha iyilrini ypmaya uğraşsınlar